Gençlerde kanserin önlenmemesi ciddi sosyal ve ekonomik sonuçlara yol açmaktadır
Kanser denildiğinde çoğumuzun aklına çok ileri yaşlarda, genellikle emeklilik çağında, kişisel ve mesleki yaşamlarında uzun yıllar boyunca zararlı faktörlere maruz kalmış hastalar gelir. Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ülkelerden son 2-3 on yılda elde edilen epidemiyolojik veriler, ergen ve genç yetişkin (AYA) kanserleri olarak adlandırılan çok daha genç yaştaki kanser hastalarının sayısında endişe verici bir artış eğilimi olduğunu göstermektedir. Endişe sadece tıbbi ve bilimsel değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomiktir.
Bu kişiler, nüfus verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık %40’ını oluşturan 15 ila 39 yaş arasındaki kişilerdir (tanım olarak ergenlik dönemi gençlik yıllarını kapsar ve genç yetişkinler yaşamın üçüncü ve dördüncü on yılındaki kişilerdir).
Son yıllarda AYA’da yeni teşhis edilen kanser vakalarının sayısındaki kademeli artışın ardından, bu hastalar şu anda (2023) yüksek sosyoekonomik standartlara sahip ülkelerdeki tüm yeni kanser vakalarının yaklaşık %4’ünü temsil etmektedir. Bu da Avrupa’da yılda 50.000-70.000 yeni AYA kanseri vakasının ortaya çıkacağı anlamına gelmektedir (EUROCARE-5’e göre). İyi haber ise bu yaş grubunda kanserden ölüm oranının insidans trendini takip etmemesidir. Avrupa’da en yaygın tümörler için beş yıllık sağkalım %87 civarındadır (23 Avrupa ülkesindeki 83 kanser kayıt merkezinden alınan verilere göre 1994 ve 2002 yılları arasında tedavi edilen 30 187 kanser hastası için hesaplanmıştır). Ne yazık ki Bulgaristan, Avrupa’daki en yüksek AYA ölüm oranlarından biriyle (100.000’de yaklaşık 11) bu kategoride en olumsuz göstergelere sahip AB ülkeleri arasında yer almaktadır.
Analizin tamamına buradan Bulgarca olarak ulaşabilirsiniz.